Yaratıcılığın Küresel Buluşması: Milano Tasarım Haftası’nda Bu Yıl

Yaratıcılığın Küresel Buluşması: Milano Tasarım Haftası’nda Bu Yıl

“Tasarım, bir düşünce biçimidir. Milano ise onun dili.”

Tasarımcılar, markalar, mimarlar ve sanatçıların heyecanla beklediği Milano Tasarım Haftası 7-13 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti!

Bu senenin notlarına birlikte göz atalım. ⬇️

image

Tasarımın Kalbi Milano

Dünyanın en etkili ve prestijli tasarım etkinliklerinden biri olan Milano Tasarım Haftası, her yıl Nisan ayında İtalya'nın tasarım başkentinde gerçekleşiyor.

Tüm şehir bir sanat galerisini andırıyor, her köşe başı yeni bir deneyim sunuyor.

Tasarımcılar, markalar, mimarlar ve sanatçılar, fikirlerini yalnızca sergilemekle kalmıyorlar, tasarımlar aynı zamanda kültürel ve teknolojik bir diyaloğun parçası hâline geliyorlar. 

Bu yıl 64.'sü düzenlenen bu yarım asırı aşkın tasarım etkinliğine biraz daha yakından bakalım. 👇🏻

image

Milano Tasarım Haftası'nın kalbi aslında 1961’de başlatılan Salone del Mobile adlı mobilya fuarıyla atmaya başladı. 

Bu fuar, başta İtalyan mobilya üreticilerini uluslararası alanda öne çıkarmak için tasarlanmıştı. Ancak zamanla mobilya tasarımı sınırlarını aştı, mutfaktan aydınlatmaya, tekstilden dijital sanatlara kadar geniş bir yelpazeye dönüştü.

1980’lerin sonlarına gelindiğinde Milano sokaklarında “Fuorisalone” hareketi doğdu. Bu, etkinliklerin yalnızca fuar alanında değil, şehrin sokaklarında, atölyelerde, showroom’larda ve terk edilmiş binalarda da gerçekleştirileceği anlamına geliyordu. 

Bugün, Milano Tasarım Haftası tam anlamıyla şehrin ruhunu yansıtan, multidisipliner bir platform.

Milano Tasarım Haftası’nı diğer benzer etkinliklerden ayıran en önemli unsur, şehirle bu kadar iç içe geçmiş olması. Fuorisalone, kelime anlamıyla “fuar dışı” demek. Ancak anlamı çok daha derin: Bu kavram, tasarımın bir vitrinde değil, insanların hayatında ve günlük deneyimlerinde var olması gerektiğini savunur.

Öne Çıkan Semtler ve Temalar

Brera Design District: Sanat galerileri, bağımsız tasarım stüdyoları ve butik markalarla dolu. Atmosferi yaratıcı bir film seti gibi.

Tortona: Endüstriyel dokusuyla deneysel tasarımlar için ideal. Özellikle teknoloji, malzeme inovasyonu ve dijital sanat öne çıkıyor.

Isola: Genç tasarımcıların parladığı bir alan. Sürdürülebilirlik ve el işçiliği bu bölgenin karakterini belirliyor.

Lambrate: Alternatif sanatın merkezi. Üniversite projeleri ve bağımsız stüdyoların sergileriyle dikkat çekiyor.

image

2025’in Temaları: Duyular, Zeka, Döngüsellik

2025 yılında Milano Tasarım Haftası, yalnızca estetik kaygılarla değil, insanlık, çevre ve teknoloji ekseninde düşünmeye çağırıyor.

Duyusal Tasarım (Sensory Design)

Tasarım artık sadece “gözle görülür” değil, kokuyla, dokuyla, sesle ve hareketle de deneyimleniyor. Bu yıl birçok marka, sergilerinde etkileşimli enstalasyonlara ve performanslara yer veriyor. Örneğin bir halı markası, farklı zemin dokularını ayakla hissedebileceğiniz bir alan yarattı.

Döngüsel Yaratıcılık (Circular Creativity)

Sürdürülebilirlik artık yalnızca “geri dönüştürülebilir malzeme” kullanımı değil; tasarımcının üretim süreçlerinden tüketim sonrasına kadar her aşamayı yeniden düşünmesi demek. Tasarımcılar çöpü bile estetik bir materyal olarak değerlendirmeye başladı.

Yapay Yaratıcılık: Human x AI

AI ile tasarım artık sadece fütüristik bir hayal değil, gerçek bir ortak yaratım süreci. 2025’te birçok tasarım stüdyosu, yapay zekâyla birlikte obje ve mekan tasarlıyor. AI ile yazılmış şiirlerden esinlenen mobilyalar, algoritmalarla çizilen form denemeleri dikkat çekiyor.

Hipicon’un Bakış Açısıyla Milano Tasarım Haftası

Hipicon olarak, her yıl Milano’ya yalnızca gözlemci olarak değil; aktif bir küratör ruhuyla gidiyoruz. 2025’te yerel üreticiler, sürdürülebilir malzemeler ve kültürel hikâyeler bizim için odaktaydı. Katıldığımız sergilerde şu mesaj öne çıkıyordu:

“Estetik, yalnız başına bir anlam taşımaz. Onu anlamlı kılan, bağlamıdır.”

Tasarımlarını platformumuzda sergilediğimiz bazı yaratıcılar bu yıl Milano'daydı. Geri dönüştürülmüş çam kabuklarıyla sandalye üreten Fransız tasarımcı ya da Türk seramik ustasının geliştirdiği toprak filtreli aydınlatma sistemi gibi projeler bizi gururlandırdı.

image

Etkinliğin Öne Çıkanları

 

Lexus Design Award: AI, biyomalzeme ve sosyal etkiyi bir araya getiren projeler dikkat çekti. Kazanan tasarım: “Self-Growing Pavilion”

SaloneSatellite: Genç yeteneklere ayrılmış özel alan. Burada Hipicon’un radarına giren birçok potansiyel marka yer aldı.

Rossana Orlandi Gallery: “Guiltless Plastic” konsepti bu yıl tekstil üzerine odaklandı.

Alcova Milano: Terk edilmiş manastırlarda açılan sergiler hem nostaljik hem yenilikçi.

Sonuç: Milano’dan İlhamla Dönmek

Milano Tasarım Haftası yalnızca bir tasarım vitrini değil; geleceğin nasıl şekilleneceğine dair kolektif bir hayal gücüdür. Hipicon olarak bu vizyonun parçası olmak, platformumuza taşıdığımız her üründe ve her marka hikâyesinde bu ruhu yansıtmak en büyük ilhamımız.

Milano bir şehir değil; bir düşünme biçimidir. Yaratıcılığın, estetiğin, teknolojinin ve doğanın el ele verdiği bu hafta, bizlere yalnızca ne tasarladığımızı değil, nasıl yaşamak istediğimizi de yeniden düşündürüyor.